Şubat.
İslam ümmeti için ayrı bir yeri olan bir zaman dilimi. Şehated/şehitler ayı. Ve tabii ki İslam Devrimi ayı. Yani Dam Devrimi…
Kerbala’nın doğurduğu bu devrim ile Emevi Camii’nde Hüseyin’in başı ile oynayanların mücadelesi ne yazık ki sürüyor.
Ümmetin birliği için, İslam’ın üzerinde ki perdeleri kaldırmak, hakikat ile insanları buluşturmak için ne yapmalı?
Firavun’un sihirbazları için asayı nasıl atmalı?
Artık çok sayıda Firavun var ancak Musa da.
İşte Yahya Sinvar, o asayı, sadece şehadetinden hemen önce değil çok daha önce fırlatmıştı ve İslam ümmeti bir asa daha fırlattı 7 Ekim, 2023’te. Bu asa, tüm sihirbazların yılanlarını/oluşturdukları algıları yemeye devam ediyor…
Bazen karşı hamleler de olmuyor değil, bir mevziden çekilmek ya da çekilmek zorundan kalmak gibi. Bunda da bir hayır vardır diye yeniden konumlanır Musa.
Suriye bunlardan biri.
Bugün ümmetin birlik olmaya doğru gitmesi gereken günler. Bugünler kendi aramızdaki ihtilafları körüklemenin hayati derecede olumsuz sonuçlar doğurabileceği günler. Bir zaferi, kazanılan bir mevziyi/7Ekim’i koruma, geliştirme ve nihai sonucuna götürebilmek için gerekli olan, faydasız tartışmalardan kaçınmak ve bu yönde enerji sarf etmemektir.
Bizden sonrakilerin selameti için gerekli. Tüm bölgemiz ve ülkemiz için gerekli olan tutum budur.
Suriye’de bekleyip görmeli. Onlara İsrail karşısında destek olmalı. Halkın yönetime katılımı gibi meşru politikalarına katkı sunmalı. Düşmanlıkları, dayanışmaya çevirmenin yollarını aramalı.
Böyle olmadığı son derece açık olmasına rağmen, iddia ettiklerine göre madem Suriye’de hedef bu idi, madem niyetleri bu idi; o halde bu hedef doğrultusunda yapacakları işlerde katkı sunmalı.
Sadece Suriye ile ilgili değil; artık kapımıza dayanmış ve niyetini açık etmiş tüm İslam dünyasının esas düşmanına karşı, Siyonizm’e ve emperyalizme karşı birlik olma zamanı.
Bu hesabın sorulacağı muhakkaktır. Rabbim, hepimize soykırım sürecinde, öncesinde, sonrasında ne yaptın diye soracaktır.
Ne yapılabilir?
Birbirimizi anlamaya daha çok ihtiyaç var. Ve birbirimize anlatmaya.
Faydasız olandan kaçınılabilir.
Tüm bu tartışmaları geride bırakarak Gazze’ye odaklanılabilir.
Sen ben tartışmalarına son verilebilir. Zira bu tartışmalar İsrail’i/işgali durdurmuyor.
Yaptırım uygulanabilir.
Nedir yaptırım?
Almamak. Mümkün olduğu kadar. Onların mallarını almamak…
Gündemimizi kendimiz belirlemek.
Az çok demeden, büyük küçük demeden, elimizden geldiği kadar maddi ve manevi desteği sürdürmek.
Yöneticilerimizi bu yönde kanalize etmeye gayret etmeye devam etmek. Soykırımı ve devam eden her türlü fecaati ifşa ve ilan etmeye devam etmek.
Düşman yeni bir aşamaya geçti ve kendiliğini ilan ve ifşa etti.
Hiçbir kural tanımadığını ümmet olarak/soykırım cephesi olarak ilan etti ve sahada bunu gösterdi, gösteriyor.
Bir şehri, bölgeyi yıktı. Bununla yetinmeyip işgal etti ve bununla da yetinmeyip oradaki halkı tehcir etme niyetini ilan etti.
Tüm bunlar haysiyetli ve vicdanlı insanların kanına dokunuyor. Yeniden konumlanmayı gerektiriyor bu gelişmeler. Düşman, yapabileceği hiçbir kötülükten vazgeçmez.
Düşmana karşı dikkatli olmalı, yeni bir durumun kapımıza dayandığı bilinci ile hareket etmeliyiz.
Küresel vicdani uyanışın nimetlerini hak edecek bir pozisyon belirlemeli ve bu aşamada bize ve Gazze’ye faydası olmayan, faydası olmayacak yaklaşımlardan artık uzak durmalıyız.
Selam ve dua ile.
0 Yorum