Reklam Alanı

SONUN BAŞLANGICI

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
  Hem Mescidi Aksa saldırıları, hem Gazze saldırıları ve hem de Lübnan’ a yapılan saldırılar bir resmi ortaya koydu.   Bu Ramazan ayında da İsrail’in böyle şirretlik göstermesinin ardında ne var diye bakacak olursak; kısaca şöyle özetleyebiliriz:   Olabilecek en faşist hükümetin iş başına gelmesi, İsrail’in içte ve dışta zayıflaması/İran-Suudi normalleşmesi, Suriye ve Yemen’ de emperyal saldırganlığın sonuç vermemesi, Kudüs’ün Kılıcı zaferinden sonra direnişin gerçekleştirdiği denklemin/angajman kurallarının iyice oturması ve Batışeria’ da da direnişi güçlendirmesi.   Tüm bu gelişmeleri doğru yorumlayan İsrail tarafının üst düzey yetkilileri de İsrail’in çöküşe, yok oluşa gittiğine dair yaptıkları açıklamalarla durumu ortaya koymaktadırlar. Aslında bu imdat feveranının, sahiplerine bir çağrı olduğu görülmektedir. Tüm bu agresiflik, sağa sola şuursuzça yumruk sallamaların esas nedeni, durmadan İran’ a ön saldırıyı biz yapabiliriz açıklamalarından da anlaşılacağı üzere, İran ile ABD’ nin de yer alacağı bir savaş başlatarak son şansını kullanmak istemesinden kaynaklanmaktadır.    Büyük oranda inisiyatif kaybeden Siyonist hegemonya, uluslararası toplum ve Müslüman dünyanın önemli bir kesimin desteğiyle kuşatma altında tuttuğu silahsız insanlar, mescitlerde ibadet eden halk üzerinde rezilce bir terör estirerek, vahşice şiddet kullanarak, kendisiyle ilgililenilmesini sağlamaya çalışmaktadır.   ABD ile İran’a yönelik saldırı olarak hedefini/amacını açıkladıkları ortak tatbikatlar yapmalarına rağmen; Lübnan’ dan gelen füzelere karşılık vermeden önce “Hizbullah ile bir çatışmaya yol açmayacak bir cevap vermek üzere” ibaresine vurgu yapılan bir açıklamayla kabineyi toplamaları ve görüldüğü üzere bazı muz ve mandalina bahçelerine birkaç roket atmaktan öteye gitmeye cesaret edememeleri bir çaresizliğin ve umutsuzluğun göstergesidir.    İsrail’i durdurmak için ne yapılabilir?   Küresel desteğe/her defasında ABD başta olmak üzere küresel güçlerin İsrail'in her saldırısında 'İsrail' in kendini savunma hakkını destekliyoruz ' tarzındaki açıklamalarla İsrail'e açık destek vermelerine rağmen İsrail, sonun başlangıcını yaşıyor. Dün taş atanlar, bugün füzeler atıyor. Dün sadece Gazze varken; bugün Batışeria da var. Çok yakında Golan da var olacak. Artık Yemen de var. Lübnan’ da da Filistin var ve Kudüs’ün Kılıcı ile cılız şekilde başlayan Lübnan’ daki Filistin direnişi, bugün daha güçlü.   Aslında bir savaşa da gerek yok. Bırakın İran’ ın, Hizbullah’ın İsrail ile savaşmasını; İsrail, iç itirazlar ve içerideki meşru müdafaa direnişiyle yavaş yavaş çökecek ve uluslararası toplumun yerleşimci/sivil diye adlandırdıkları işgalci silahlı tüm teröristler ait oldukları yerlere geri gidecek.    Ortadoğu’ da on yıllardır halkların bozguna uğratılmasıyla, normalleşme adı verilen onursuz dayatmalar ve benzeri projelerle oluşturulan zilletin/denklemin tersine bir yöne evrilmesi İsrail’ i Azerbaycan üzerinden yeni bölgesel denklemler oluşturma gibi faaliyetlere itse de, Azerbaycan’ ın pak halkının bu zilleti kabul etmeyeceğine dair emareler ve umutlar daha fazladır.    İsrail’in yanında durup, ona destek olup, yapıp ettiğini normal ve meşru görüp, Müslümanları yönettikleri için müslümanım diyenlerin, İsrail’ i kınamaları gibi rezilliklerini de önemsemeye gerek yok.    İsrail’i de kınayıp ağlamaya da gerek yok, beddua etmeye de. Onların da artık bu tür kınamalara ihtiyacı da yok zaten yani gerek yok, halkları artık, niye İsrail’ e karşı sahada, fiili olarak gereken minimum çabayı göstermiyorsunuz, diye itiraz etmiyor.   Aslında İsrail’ i destekleyen ‘uluslararsı toplum’ dediğimiz iradedir. Uluslararası toplumu Filistin halkını korumaya çağırma gibi onur kırıcı bir çağrı yapmayı da artık sonlandırmalı.   Filistin halkını korumak için ortak bir güç oluşturmaları, Filistin direnişine engel olmamaları, diplomatik ve ekonomik ilişkilerini kesmeleri bile bir zamanlar çok anlam ifade edebilirdi ama onlar tam tersine İsrail’ e destek verdiler ve İsrail’ in suçlarıyla/gayrimeşru ve necis varlığıyla normalleştiler.    Ancak, Filistin için bir şeyler yapmak isteyenler sadece gölge etmeseler bile bugün için büyük anlam taşıyor. Zira Filistin halkı ve dünyanın her dinden şerefli direnişçileri gerekeni yapıyor. Onlara selam olsun. Rabbim ayaklarını sabit kılsın.    Selam ve dua ile. 
SONUN BAŞLANGICI
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.