Reklam Alanı

TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
MANİPÜLASYON VE ALGI YÖNETİMİ Toplum mühendisliği; özellikle küresel hegemonik güçlerin, sömürü çarkından kurtulmamış olan ülkeler/toplumlar üzerinde kullanılan ve sonuç veren uygulamalar olmakla beraber; yöneticilerin, kendi toplumları üzerinde de uygulayabildikleri görülmektedir. Küresel sapkın projelerin, insan hakları kapsamında algılanabilmesi ve üniversite okumuş insanların dahi adeta inovasyon tutsağı haline gelmiş olması, algı yönetimlerinin başarılı bir şekilde uygulandığının göstergesi sayılabilir. Algı yönetimi siyasi anlamda ise çoğu kez, dini veya toplumsal değerlerin siyasete alet edilmesi şeklinde cereyan etmektedir. Algı yöntemi eski olmakla birlikte; gelişen teknik imkanlar, iletişim ağlarının gelişme göstermesi gibi etkenlerle birlikte; kullanılan teknik ve argümanlar da bu durumlara göre değişim ve gelişim göstermiştir. Manipülasyon; hareket verme, harekete geçirme, yönlendirme, etkileme, bir işe parmak karıştırma anlamlarına gelmektedir. Toplumsal mühendislikte, algı yönetimi teknikleri içinde yer almaktadır. Toplumlar üzerinde algı oluşturma; sadece ürün tanıtımı, reklam ve diğer ekonomik yönlendirmelerle sınırlı değildir. Algı yönetimi uygulamalarının hedef ve kapsamı oldukça değişmiş ve genişlemiştir. Algı yönetimi; Amerikan ordusu tarafından ortaya konmuş bir tanım. İstihbarat sistemlerinin ve liderlerin resmi tahminleri, dış ilişkileri ve resmi eylemlerini etkileme, toplumların duygularını, motivasyonlarını, eğilimlerini, davranış ve yönelimlerini etkilemek amacıyla yapılan yayınlar ya da seçilen bilgiler, bunların sunuluş biçimleri ve sıklığı, yalan üretme, gerçeği gizleme, inkar, farklı gösterme ve daha yığınla mekanizmanın devreye sokulduğu bir süreci ifade eden bir tanıma sahip. Algı, genel olarak; 'bireyler tarafından hisleri sayesinde edindikleri bilgileri anlamak ve içinde bulundukları dünyaya düzen vermek için, seçme, organize etme ve yorumlama işlemi' biçiminde tanımlanmıştır. Bu süreç algıyı oluşturma sürecidir. Oluşturulan algı, hedef kitleye; medya, sinema, kitap, okul/eğitim ve diğer araçlarla nakledilir. Algı yönetimi, o denli başarılı olabilir ki; insanlar, yalan olduğunu fark etmeksizin ve hatta yalan olduğunu bildiği halde bazı durumları sahiplenip savunabilmektedir. Think tank (düşünce kuruluşu), anket şirketleri, lobicilik/PR şirketleri, stratejik araştırma merkezleri gibi kuruluşlar algı oluşturmanın önemli elemanlarıdır. Medya da kullanılarak; eğitim alanları, sinema, spor ve insana hitap edilebilen tüm alanlar, algının iletilebileceği alanlardır. Mücahit Gülekin; Algı Yönetimi ve Manipülasyon adlı eserinde konuyu detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Kısaca göz atalım: “BİRİNCİ BÖLÜM KANDIRMANIN KURALLARI 1) Kural: Amacın Gizlenmesi: “Niçin” Sorusunun Sorulmasına İzin Vermemek Algı yöneticisi ve manipülatör, çoğu zaman, amacı gizlemek için sahte bir amaç üretir. Sebepler bir olayın, bir davranışın, bir durumun öncesiyle ilgilidir. Sebep sorusu bizi geçmişe götürür. Amaç sorusu ise bizi geleceğe götürür. Sebepler olmuş olan şeylerle ilgilenirken, amaçlar olacak olan şeyle ilgilenir. Sebep soruları bizi geçmişe götürürken, amaç soruları geleceğe götürür. Sebepler var olanı bulmayı, amaçlar çıkarım yapmayı ve öngörmeyi gerektirir. Bir olayın/durumun sebebi/sebepleri doğru ve hak olabilirken, amacı/amaçları yanlış ve batıl olabilir. … 2) Kural: Gerçeğe Yaslanmak: Yalanın En İyi Koruyucusu Doğrulardır Savaş zamanında hakikat, daima bir grup yalanlar muhafızının refakat etmesi gereken çok kıymetli bir mücevher gibidir. 3) Kural: Uzmanlık, Güvenilirlik ve Saygınlık: Akredite Edilmiş Bilgi 7 Aralık 2003 tarihinde İngiliz Observer gazetesinde yayınlanan bir makale o güne kadar pek duyulmamış bir skandaldan bahsediyordu. Skandal şöyle patlak veriyor: Psikiyatrik ilaç üreten firmalar, yeni ilaçlar üretip satabilmek için önce yeni hastalıklar üretiyor ya da yeni üretilen bir ilacın etkililiğine ilişkin bir makale yazıyorlar. Dikkat edin, makaleyi ilaç firması kendisi yazıyor. Sonra alanda uzman bir ismi arayarak, ciddi miktarda bir para karşılığında, bu yazının onun ismiyle yayınlanmasını teklif ediyorlar. Uzman kabul ettiği takdirde makale saygın bir dergide, alanında uzman kişinin etiketiyle yayınlanıyor ve dünyadaki pek çok uzmanın eline ulaşıyor. Derginin ve uzmanın saygınlığına ilişkin şüphe duymayan uzmanlar makalede yazılan bilgileri kendi lisans ve lisansüstü öğrencilerine ulaştırıyor. Oradan da bu bilgiler halka taşınıyor. Dünyada en çok satılan ilk 10 ilaçtan üçünün psikiyatrik ilaçlar olduğunu biliyoruz… 4) Kural: Bütünden Koparmak: Derede Boğmak Emory Üniversitesi’nde dil profesörü olan Mark Bauerlin de Bilge Kral’ın sözlerini doğrulayacak şekilde yazdığı kitaba En Ahmak Nesil ismini vermiş. Bauerlin, “internet gençliği” nin dünyadan haberi olmayan, doğru ve yanlış bilgi arasında ayrım yapamayan, umursamaz-vurdumduymaz, çok yönlü düşünemeyen, sığ bir gençlik olduğunu vurguluyor. 5) Kural: Tekrar: Sürekli Tekrar Tekrar, bilişsel psikolojinin “bulunabilirlik etkisi” dediği bir mekanizmayı devreye sokar (Sutherland, 2009). Bulunabilirlik etkisi; en son ve en sık duyduğumuz/gördüğümüz, bundan dolayı da akla ilk gelen bilgiyi ifade etmek için kullanılmaktadır. 6) Kural: Bilgiyi İşlemden Geçirmek: Ekleme-Gizleme-Vurgulama Eklenen küçük bir kavramın halkın kararlarını nasıl etkilediğine ilişkin çarpıcı bir araştırma Amerika’da yapılmıştır (Gültekin ve Şahin, 2015): Çalışmada “komünist” kelimesinin Amerikalıların “hayati bir konuda” kararlarını nasıl etkilediği araştırılmıştır. Bilindiği gibi bu kelime Amerikan kamuoyunda uzun yıllar yapılan propagandanın etkisiyle “tehlike” olarak kodlanmıştır. Çalışmada katılımcılara, Amerika’nın bir savaşa müdahale edip etmemesine yönelik fikirleri sorulmuştur. Ancak bu soru, iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Birinci soru: “Eğer dünyanın bir başka bölgesinde Vietnam sorununa benzer bir durum ortaya çıkarsa size göre ABD oraya asker göndermeli midir, yoksa göndermemeli midir?” şeklinde yöneltilirken, ikinci soru: “Eğer dünyanın bir başka bölgesinde Vietnam sorununa benzer bir durum ortaya çıkarsa size göre ABD komünist işgalini önlemek için oraya asker göndermeli midir, yoksa göndermemeli midir?” şeklinde düzenlenmiştir. İlk soruya “asker göndermelidir” diyenlerin oranı %18,3 iken, ikinci soruya “asker göndermelidir” diyenlerin oranı %33, 2 olmuştur. Görüleceği üzere soruya eklenen küçük bir kelime, “kömünist” kelimesi,“ evet” cevabını nerdeyse %100 arttırmıştır. … 7) Kural: Akla Değil Duygulara Hitap Etme: Korku, Öfke, Şehvet Pazarlama uzmanları iyi bir pazarlamanın sırrının duyguları harekete geçirmekte olduğunu belirtiyor. Çünkü duyguların aklı gölgelediğini ve hatta bilişsel süreçleri bir müddet felç ettiğini biliyorlar. Psikologlar kaybetme riskinin kazanma olasılığına oranla insanların karar vermelerinde daha etkili olduğunu keşfetmişlerdir. Korku gerçekten de iyi bir satış aracıdır. Sözgelimi, Amerika bütün dünyaya yaklaşık 100 yıldan beri korku satmaktadır. Amerika, 1990’lı yılların başına kadar komünizm korkusu satarak kendi halkına, Avrupa’ya ve diğer bölgelere müdahale etmesinin rasyonel gerekçesini oluşturmuş; “Ben olmazsam, komünizm gelecek” tezini sürekli işlemiştir. l980’lerin ortasında S. M. isimli bir kadın Iowa Üniversitesi Sinirbilim bölümüne gitti. Sorunu ilginçti: Hiç bir Şeyden Korkmuyordu. Kadında genetik bir sorun tespit ettiler. Urbach Wiete denilen bu hastalıkta beyinde biriken kalsiyum çözeltileri korkunun yönetildiği amigdalayı hasara uğratmıştı. …” https://www.pressturk.com/yazarlar/mustafa-ozbey/algi-yonetimi-ve-manipulasyon/1186/ Ülkemiz, bölgemiz, çocuklarımız ve geleceğimiz için karar verirken, algı yönetimi ve manipüle edilme riskleri karşısında uyanık olma ve bu konularda bilgi edinme, farklı alternatifler geliştirme, seçenekleri iyi değerlendirme gibi yollara başvurmanın önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Selam ve dua ile.
TOPLUM MÜHENDİSLİĞİ
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.