Gün geçmiyor ki et ve et ürünlerinde yeni bir sahtekârlıkla karşılaşmayalım. Ne yazık ki gıda güvenliği konusunda vatandaşın hassasiyetini suistimal eden bazı kasaplar, işin kolayına kaçıp sağlıksız, bozulmuş ve kötü etleri sofralarımıza göndermeye devam ediyor.
Son günlerde ortaya çıkan bir yöntem, bu sahtekârlığın ne kadar ileri boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Kasap, tezgâhta müşteriye en güzel, en taze eti gösteriyor; ancak kıyma makinesine gizlenmiş özel bir düzenek sayesinde, bozuk etleri makineye sevk ederek vatandaşa kötü kıyma satıyor. Vatandaş ise gözünün önünde güzel etin kıyma olduğunu sanırken aslında bambaşka bir şey satın alıyor.
Sadece bu değil… Pek çok kasap dükkânında kıyma makinelerinin, vitrinlerin aksine tezgâhın arkasında, müşterinin göremeyeceği bir noktada bulunması da ayrı bir tartışma konusu. Kıyma çekilirken kasapların müşteriye sırtını dönmesi, şeffaflığa gölge düşürüyor. Vatandaşın güvenini zedeleyen bu tablo, ister istemez “Acaba saklanan bir şey mi var?” sorusunu akla getiriyor.
Üstelik bu durumun bir başka olumsuz yanı daha var: Sahtekârlık yapan bazı kasap yüzünden, işini alın teriyle, dürüstçe yapan yüzlerce esnaf da töhmet altında kalıyor. Yıllardır güvenini kazanmış, müşterisinin rızkını kendi helal lokması gibi gören kasapların da aynı kefeye konulması haksızlık oluyor. Vatandaş, birkaç kötü örnek yüzünden tüm kasaplara şüpheyle bakmaya başlıyor; bu da sektörün tamamına güven kaybı olarak geri dönüyor. Bu sorunun önüne geçmenin yollarından biri basit ama etkili bir öneri olabilir: Kıyma makinelerinin, vatandaşın net bir şekilde görebileceği noktalara yerleştirilmesi. Nasıl ki fırınlarda hamurun pişme sürecini, pastanelerde tatlının hazırlanışını cam vitrin arkasından görebiliyoruz; kasaplarda da kıyma çekim sürecinin şeffaflık içinde yapılması sağlanmalı.
Vatandaşın güvenini kazanmak isteyen dürüst esnafın zaten böyle bir uygulamadan rahatsız olmayacağı açık. Aksine bu şeffaflık, hem işine güvenen kasapların itibarını artıracak hem de tüketicinin gönül rahatlığıyla alışveriş yapmasına imkân tanıyacaktır.
Et ve et ürünlerinde güven kaybının yaşanmaması için denetimlerin artırılması şart. Ancak en büyük denetçi aslında biz vatandaşlarız. Gözümüzle görmediğimiz hiçbir şeye razı olmamalı, sorgulamaktan çekinmemeliyiz. Çünkü mesele sadece cebimizden çıkan para değil; sağlığımız, çocuklarımızın sofraya oturduğunda onlara yedirdiğimiz güvenli gıdalardır...