Reklam Alanı

KIRIK BİBERLER…

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Pazarda yeşilbiber satan bir pazarcının tezgâhından biberalmaya çalışan bir adam, pazarcıya biberlerin acılık durumunu sordu. Pazarcınınısrarla “Acıdır” sözü ile tatmin olmamış olacak ki, tezgâhtan bir biber aldı ve belki de doğduğugünden beri bırakın fırçalamayı belki de hiç yıkamadığı dişleriyle bir parçakopardıktan sonra dilini bir süre kestiği kısımdan biberin içine sokupdolaştırdı ve sonra dilini dinledi. Sonra tekrar dilini biberin kesik bölümünesoktu. Pazarcının “Acıdır” sözünün doğru olmadığını beyan edercesine başını ikiyana sallayarak dişleriyle parçalayıp dilini içinde gezdirdiği biberi, biberyığınının üzerine atıp satın almadan gitti. Bu olay ilk başta pek bir sıkıntı içermiyor gibi görünebilirancak, biraz ince düşünüldüğünde adamın tükürüğü içerisinde olması kuvvetlemuhtemel bazı hastalık etkenlerini barındırıyor olabilir. Hiçbir sebep olmasadahi bir insanın tükürüğü ancak kendi özelidir ve kendisini ilgilendirir.Başkasının yiyeceği bir gıda maddesine tükürüğünü bulaştırmak iğrenç birdurumdur diye düşünüyorum. Bu sebeple, Yeşil veya kırmızı taze biber satınalacak iseniz; sakın kırık ve parçalanmış olanlarını almayın. Zira birilerisizden önce biberin acılığını test etmiş olabilir. Bu biber hadisesibana şu meşhur fıkrayı hatırlattı: Şehirlerarası seyahat eden bir yolcu otobüsünde şoförün tamarkasındaki koltukta yaşlı bir kadın oturmaktadır. Gecenin sessizliği,mahmurluğu otobüsün içine iyice çökmüş, muavin de dâhil büyük çoğunluk uykuyadalmış bir vaziyette iken yaşlı kadın şoföre bir avuç badem ikram etmiş. Şoförson derece memnun bir eda ile bademleri almış ve teyzeye teşekkür ederekbademleri yemeye başlamış.15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şoförün omzunadokunup bir avuç daha badem vermiş. Bu badem ikramı Dört-beş kere daha yapıncaşoför: -"Zahmet ediyorsunuz teyzeciğim. Bademlerinizi hep banayedirdiniz. Neden kendiniz yemiyorsunuz?" Yaşlı teyze: -“Çiğneyemiyorum evladım, dişlerim yok." Demiş. Şoför: -" Teyzeciğim,Madem yiyemiyorsunuz ve dişleriniz yok o halde neden badem satın aldınız"diye sorması üzerine yaşlı teyzenin cevabı bir hayli ilginç olmuş: - “Hayır, evladımben badem değil badem şekeri satın aldım. Şekerini emiyorum bademlerini de sanaveriyorum!” Bir an böyle birdurum ile karşı karşıya kalındığında her halde herkes aynı şeyi düşünür veyaşar. Mide bulandırıcı bir durumdur. Oysa fiili gerçekleştiren için son derecenormal ve aklınca da kendisine veya başkasına bir iyilikte bulunduğu kanaatimevcuttur. Bu durum, yani insanın yaptığı bir davranıştan dolayıkarşısındakinin bir tiksinme içine girebileceğinden dolayı incinebileceğinidüşünememek cehalettir. Hatta Cehl-i mürekkeb olarak da tabir edilebilir.Cehl-i mürekkep ise; bilmediği halde, kendini biliyor zannetme veya yanlışmalumatını doğru kabul etme halidir. Daha açık bir deyişle “kişinin,bilmediğini bilmemesi” olarak da tanımlanabilir. Maalesef toplumda bu denli çokkişiler vardır. Bu tür insanlar kendi arzularını giderme konusunda başkalarınınzarar görmesini umursamamaları, yaşam kalitesinin düşmesine nedenolabilmektedir. Zira bulaşıcı bir hastalığı olan bir kişi bir gıda maddesinetemas ettiğinde bir başka sağlıklı kişinin de bu gıda maddesini tüketmesi ileaynı hastalığa maruz kalması kaçınılmaz olur. Hiçbir hastalığa veya olumsuzluğasebep olmayacağı düşünülse dahi iğrenç davranışlarda bulunmak genel ahlakkurallarına, İslamiyet’in temel felsefesine aykırı bir durumdur. İslaminancında temizlik, imanın yarısı olarak kabul edilir. Bu durumda temizliğeönem vermeyen kişi, ne kadar uğraşırsa da imanının yarısı eksik kalır anlamıçıkmaktadır. “Size rızık olarak verdiklerimizin temiz olanlarındanyiyiniz”(Taha-81)diye buyuran Yüce Allah, tertemiz olarak yarattığı nimetlerin,insanların kirletilerek birbirine yedirmesine de razı olmayacaktır diyedüşünüyorum. Afiyette kalın
KIRIK BİBERLER…
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.