Reklam Alanı

İNSAN VE DÜNYA

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Rahmetli babamı tanıyanlar bilir, Âlim oluşu ve genel kültür birikiminin ileri düzeyde oluşu ile çok hoşsohbet bir adamdı. Onu dinleyenler, Konuları tahlil edişi ve meselelere yaklaşımı açısından son derece zevkli geçen sohbetlerini saatlerce dinlemekten yorulmazlardı. "İnsanın dünya malı ve dünya ile ilişkileri" hususunda bir sohbetinden aklımda kalanları anlatmak istedim. "Bir gemi için su ne ise, dünya malı da insan için öyledir. Nasıl ki su geminin altında kaldığı sürece geminin kolayca seyrine ve yüzmesine yardım eder. Su geminin içine girerse gemi gark olur ve içindeki insanlar ve mallar helak olur. Dünya malı da insanın cebinde ve kasasında olduğu sürece, hem dünyasına hem de ahiretine faydalı olur. Onunla ibadet, hayır ve hasenat yapar, dünya ve ahiretini mamur eder. Şayet dünya malı insanın kalbine girse, kalbini ve aklini meşgul edip onu Allah'tan, itaat ve ibadetlerinden uzaklaştırır, dünyada onu birçok felaketlere sürüklediği gibi düşmanlarının çoğalmasına da sebep olur. Ahirette de cehennem azabına müstahak olmasına vesile olur. İnsanın dünyadaki hayatı, mal mülk ve makamı gibi bütün serveti onun gölgesi hükmündedir. İslam dini ve Kur'an ise güneş hükmündedir. İnsan sırtını güneşe çevirip yürüdüğü zaman kendi gölgesinin arkasına düşmüş ve gölgesini takip etmiş olur. Ne kadar hızlı koşarsa gölgesi de onun önünde koşar ve hiçbir zaman kendi gölgesine yetişemez. Aynen bunun gibi İnsan, kendi gölgesi hükmünde olan dünya hayatının meşru olmayan zevk hevesleri peşine düşüp dünya malının, makam ve servetinin arkasında koşarsa, asla onlara yetişemeyecek ve boşuna koşmuş, uğraşmış, beyhude yere kürek sallamış olacaktır. Eğer insan, güneş hükmünde olan İslam'ı ve Kur'an'ı takip ederse, onun gölgesi hükmünde olan fani dünya hayatı, mal, servet, mevki ve makamı kendiliğinden onu takip edecek, ahrete kadar arkasında gidip, ebedi ve baki bir hayat ve servet haline geleceklerdir. O halde dünya malının arkasında koşmak akıl karı değil, İslam'ın peşinden gidip, dünya malını arkasında koşturarak ahirette ebedileştirmek en akıllıca yoldur. Akıllı insan İslam'ı yaşayan ve Kur'an'a olan insandır. İnsanın dünya hayatındaki durumu, ana karnındaki ceninin durumuna benzemektedir. Ana karnındaki ceninin elleri, ayakları, kulaklar, gözleri ve ağzı gibi organları oluşurken şayet o sırada ona akil ve idrak verilse, büyük bir ihtimal ile şöyle diyecektir. Yahu ağzımı gözümü yarmak, el ve ayaklarımı fuzuli uzatmakla niye bana eziyet veriyorsunuz? Benim istirahatımı bozuyorsunuz. Bu organlara benim ne ihtiyacım var? Yerim iyidir, bunları niye bana takıyorsunuz?" O cenine denilse: "Sen burada geçicisin. Bir süre sonra ana karnından çıkıp, burayla kıyaslanamayacak kadar geniş bir âlem olan dünyaya gideceksin. Sana takılan bu cihazlar ana rahmindeki hayat için değil, dünya hayatı için sana lazım olacaktır. Bunlar olmadan orada yaşayamazsın" Ana karnındaki o cenin, dünya alemin varlığına, oraya gönderileceğine ve bu organları orada kullanacağına belki de büyük bir olasılıkla inanmayacak veya bu telkinleri şüphe ile karşılayacaktır. Aynen bunun gibi, insanoğlu dünya hayatında iken, Allah tarafından gönderilen peygamberler ve onların varisleri olan Din alimleri : "Ey insanlar, sizi ve bütün kåinati yaratan ve besleyen Allah'a iman ediniz. Allah'ın emri olan namaz, Oruc, zekât ve hac gibi ibadetlerinizi eda ediniz. Allah'ın yasakladığı günahlardan sakınınız. Çünkü bu dünyada geçicisiniz. Bir süre burada yaşadıktan sonra, ölüp, ahiret álemine gönderileceksiniz. Orada ölüm yoktur. Sonsuza kadar orada yaşayacaksınız. Orada cennet ve cehennem vardır. Bu dünyada Allah'a inanmayanlar ve onun emir ve yasaklarına uymayanlar cehennemde ateşte yanmakla azap çekecekler. Iman edip ibadetlerini eda edenler de buranın nimetleriyle kıyaslanamayacak kadar güzel ve bol alan nimetlerle bezenmiş cennette sonsuz ve mutlu bir hayat yaşayacaklardır.İşte burada size emredilen ibadetler orada size lazım olacaktır. Bu ibadetler olmadan cennete giremeyeceksiniz." Şeklinde uyarı ve telkinlerde bulunmuşlardır. Ahiretin varlığını ispat eden binlerce mucize ile milyonlarca akli ve nakli delil gösterdikleri halde, insanların çoğu ahiret âlemine inanmamakta ya da şüphe ile karşıladığından ibadetlerini terk etmekte ve günahları işlemeye devam etmektedirler." Afiyette kalın [email protected]
İNSAN VE DÜNYA
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.