Reklam Alanı

ŞUBATIN YİRMİ SEKİZİ...

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Dün Şubatın son günüydü... Yine aklıma düştü işte, anlatayım; Rahmetli Babam (Dr. Ahmet Yılmaz hoca) Uzun yıllar Müftülük yaptıktan sonra İlahiyat Fakültesinde de On yıl hocalık yaptı ve zorunlu emekliye sevk edildi. O nu tanıyanlar bilir gerçek bir din adamıydı. Sünnet-i Seniyyeye uygun sakalını askerlik vazifesini bitirdikten sonra bırakmış ve bir daha kesmemişti. Hatta Üniversitede doktorasını bitirdikten sonra, onun için daha yüksek akademik kadro ilan etmeyişlerinin önemli bir sebebi olarak “sakallı” oluşu söylenmiş ancak o, “Bu sakal bu başla birlikte kesilir" cevabını vermişti. Hülasa, Kırk yıllık devlette yaptığı din görevini sakallı olarak ifa eden merhum babam, emekli olduğu zaman yaklaşık beş ay maaşı alamadı. İleri sürülen “Sebep” ise gerçekten yapılan zulümleri özetler mahiyetteydi... Şimdi sıkı durun. Babamın emekli işlemlerinin yapılmamasına gösterdikleri sebep şuydu: Emekli dilekçesine konan fotoğraf sakallı olamazmış… Bu acayip gerekçe ile tam beş ay emeklilik işlemleri tamamlanamadığından maaş alamadı… Çaresiz, Merhum babamın bir fotoğrafını fotoşop marifeti ile sakalsız bir duruma getirip verdik ki emekli olabildi… Ben O sakalsız fotoğrafı, ömrümün sonuna kadar unutmayacağım Aslında yüreğimizde yara açan çok hadiseler var da, bir tanesini daha anlatmak isterim; Kız kardeşimi üniversite sınavı için sınava gireceği okula götürmüştüm. Bacım, "abi sen git" dediğinde "hayır sen içeri girip sınav başlamadan buradan gitmem" dedim. Bacım ısrarla gitmemi istedi. Bunun üzerine bir hayli tedirgin oldum. Israrla neden gitmemi istediğini sordum. Bu ısrarım üzerine bacımın bana verdiği cevabı ve gözyaşlarını ömrümün sonuna kadar unutmayacağım ve zerre kadar vicdanı olan bir insanın da unutmaması gerektiğini düşünüyorum... Cevabı şuydu: "Abi peruk takacağım. Beni perukla görmeni istemiyorum..." Her Yirmi Sekiz şubat' ta bize o zulmü yapanlara şimdilik lanet okumakla yetiniyoruz. Zira ahrete olan imanımız bunu gerektiriyor. Bediüzzaman Hazretlerinin dediği gibi "Ekseriyâ zâlim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar. Demek, bir mahkeme-i kübrâya bırakılıyor..." Büyük mahkemede görüşeceğiz inşallah... Zalimler için yaşasın Cehennem! Afiyette kalın
ŞUBATIN YİRMİ SEKİZİ...
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.