Gazze; insanlığın hafızasıdır. Gazze; tüm dünyaya, İslâm nasıl yaşanılır, şehâdete nasıl koşulur, Allah’a teslimiyet nasıl olur, ahireti dünyanın merkezine nasıl taşımak gerektiğini öğreten bir okuldur!
Tüm insanlık, dünyaya ders ve cesaretin nasıl verildiğini öğrenmek istiyorsa; hemen Gazze'nin çocuklarına baksınlar! Şükrün, teslimiyetin, adanmışlık ruhunun, vatan ve iman sevgisinin nasıl olması gerektiğini öğrenmek isteyenler; Gazze'nin kadın, erkek ve çocuklarına baksınlar! Çünkü Gazze ehli, âhireti dünyanın merkezine taşımışlar. Onların nazarında, dünyalık hiçbir şeyin değeri yoktur. Zira onlar, var olan her şeylerini, inanç ve Mukaddesatlarına feda edecek kadar ermiş pişmiş insanlardır.
Dünyaya meydan okumayı öğrenmek isteyen, Gazze'ye baksın. Kur'an'a bağlı olmanın ve onun hükümlerine göre yaşamanın nasıl olması gerektiğini öğrenmek isteyen yine Gazze'ye baksın...
Evet, Gazze; insanlığın hafızasıdır. Kutsanmış ve mübarek kılınmış toprağın ana mihveridir. Oradan semalara yol gider, burak dolanır etrafında, miraç'ın hız üssü o mübarek topraklardadır. Ve Resulü'ün Mi'rac mihrabı o topraklardan insanlığa seslenir, seslenir insanlığa...
Kudüs bilinmezse, Mekke ve Medine bilinmez... Çünkü Aksa, Mekke ve Medine; üçüz kardeş gibidirler. Bir olmadan diğeri eksik kalır... Kudüs diye bir derdi davası olmayan, Müslüman düşünülemez. Zira Kudüs, Gazze ve çevresiyle birlikte; bu ümmete Nübüvbet makamının bir emanetidir. Emanete nasıl ki ihanet söz konusu değilse, Kudüs veya Gazze'yi gözden çıkarmak da en hafif tabirle emanete ihanettir... Onun için biz diyoruz ki, Kudüs, Gazze diye bir derdimiz bir davamız vardır ve var olmaya da devam edecektir. Eminim bu inanç ve düşünceler, Allaha ve âhiret gününe iman ettiğini söyleyen herkesin de meselesi ve davası olacaktır, ve öyle kalacaktır...
0 Yorum