Reklam Alanı

DEPREM BÖLGELERİNDE GÖRÜLEMEYENLER (!)

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
06 şubat 2023 tarihi itibariyle meydana gelen deprem felaketi, on bir il, bir o kadar ilçe ve yüzlerce köyü enkaz yerine çevirdi. Binlerce can kaybının yaşandığı, yüz binlerce yaralının olduğu malum depremde; Türkiye genelindeki tüm dernek, vakıf ve sivil oluşumlar, yardım seferberliği başlattılar adeta. Gerek gönüllü enkaz çalışmasına katılan insanlar, gerekse gıda, giyim ve barınma ihtiyaçları gidermek için; depremzede kardeşlerinin acılarına sessiz kalmadılar, koşup onların yanında yer aldılar. Bu gerçeği, depremin ikinci gününden bu güne kadar, haftada bir veya iki kere deprem bölgelerinde bulunan bir olarak biliyor ve görüyorum. Gölbaşı, Adıyaman merkez, Elbistan, Kahramanmaraş merkez, Hatay merkez, Nurdağı, İslahiyye ve bir o kadar da köyde depremzedelerle bir araya gelip onların yaralarına merhem olmaya gayret ettik, etmeye de devam ediyoruz. Bunları reklam olsun diye yazmıyoruz, olan bir gerçeğin görmezden gelindiğine dikkatleri çekmeye çalışıyoruz. Tabi ki, yapılan her şeyi halk görmese de Halık görüyor. Ama ve lakin, bu sefer depreme dair olan duyarlılık nasıl oluşacaktır? Depremin üzerinden bir ay geçmesine rağmen, ulusal medyada gerek yazılı ve gerekse görsel olarak; sivil dernek ve vakıfların yaptıkları yardım ve hizmetlerle ilgili hemen hemen hiçbir açıklama yapılmadı, onlardan hiç söz edilmedi. (Misal olarak, Kahramanmaraş Piazza'nın hemen yanı başında, Suriyeli Muhammed Nakşibendi isimli kardeşimizin, depremin ilk gününde kurduğu aş çadırı; depremzedelere hala yemek yapıp gerek yerinde ve gerekse çadır kentlere servisle götürüp dağıtmakla, hala aktif bir şekilde devam etmektedir. Mübalağasız olarak, günde iki binden fazla insana ulaşan, İrşad ve manevi destek derneğinin bu takdire şayan olan hizmetinden, ulusal medyanın bahsettiğine şahit oldunuz mu? Peki, ya depremin ilk sabahında, yüzlerce ambulans sağlık ekibi, arama ve kurtarma ekipleriyle yardımımıza koşan, kuzey ırak'ın Barzani yönetimine teşekkür edildiğini duydunuz mu??? Ama piyasada popüler olan sözüm ona, kendilerine yakın olan bir kısım sanatçı, ekran aşçıları ve medyatik adamları; birer iyilik meleği gibi gösterip (!), kurtarıcı ilan etmekle göklere çıkardıklarını her gün haberlerden gördük seyrettik... Peki, buna art niyet mi, körlük mü demek lazım, yoksa özellikle insani ve islami faaliyetler yürüten söz konusu dernek ve vafıklara karşı olan dinmeyen bir kin mi demek lazım? Sizce hangisi daha mantıklı? Biz hiç kimseyi karalamanın ve rencide etmenin derdinde değiliz. Ancak ortada bir hakikat varsa, ki vardır; neden sümen altı edilip görmezden geliniyor? Depremin olduğu ilk günden itibaren, gerek yurt içi gerekse yurt dışından; arama ve kurtarma bazında, maddi ve manevi yardım seferberliğine katılan herkese minnettarız ve şükranlarımızı sunuyoruz. Modern dünyada, politikacıların koltuk sevdası yüzünden, halkların birbirlerine düşman edildiklerini bilmeyen yoktur. Devletleri idare eden iktidarların biri gider, diğeri gelir. Ancak insani ve erdemlik faaliyetlerin daima baki kalıp hayırla yâd edilmeye devam edilecekleri unutulmamalıdır.. Bizim maksadımız, ne deliye taş atmak, ne de veliye dil uzatmaktır... Başka bir deyimle, bizim gayemiz değirmene su taşımaktır, değirmenciyi öldürmek değil. 06 Şubatta meydana gelen depremin hemen ertesinde, dünyanın dört bir yanından arama ve kurtarma ekipleri ülkemizin yardımına koştular. Biz yardıma koşan herkese, insani olarak minnet ve teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hakkı bulmamış olanlara da Rabbimizden hidayet niyaz ediyoruz... Asıl demek isteğimiz şudur: "Ulusal medya, sivil dernek, vakıf ve hayır kurumlarının yapmış oldukları faaliyetler karşısında; neden başını kuma gömen deve kuşu gibi davranıyor onu anlamıyoruz! Bir tarafa bakarken, diğer tarafa karşı gözünü kapatıyor! Bu mu haberciliğin ahlakı, bu mu halkın ve hakikatin sesi olmak. Biz 12 Eylül 1980 lerin darbesini de, 28 Şubat 1997 post modern darbeyi de, 16 Temmuz 2016 darbe kalkınmasını da gördük yani. Dün iktidarın ayağını budamaya çalışanların çoğu, bu gün onun yanında meddahlık yapmaktadır. Yapmayın bunu yapmayın... Bu dünyanın birde ötesi vardır... Ölümün ne zaman, nerede ve nasıl geleceği bilinmez. Bari hakkın ve hakikatin yanında ölelim. Bir yazar ve gazeteci olarak, ulusal medyanın tek yanlı habercilik tutumundan rahatsız olduğumu söylemek istiyorum... Deprem gününden bu güne, hala yüzlerce dernek ve vakıf fiili olarak sahadalar ve depremzedelere yardım ulaştırmaya devam ediyorlar. Ama hiçbiri, ne hikmetse (!); (tek tük hariç) ulusal medyanın objektiflerine girmedi. Ama olsun, hayır yolunda ayakları tozlanan herkes, hakkın kayıtlarına girdiğinden şüphem yoktur... Bu da böyle biline. Kalın sağlıcakla efendim.
DEPREM BÖLGELERİNDE GÖRÜLEMEYENLER (!)
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.