Reklam Alanı

İYİLİĞE DOĞRU ADIM ATMAK

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Yüce Rabbimiz, ezeli ve ebedi hayat kitabımız Kur an-i kerimde; maide suresinin 2’nci ayetinde: iyilik ve takvada yardımlaşınız, günah ve düşmanlıkla yardımlaşmayınız buyurmakla bize; iyiliğin takvaya, takvanın da Allah’ın rızasına ve cennette götürdüğünü hatırlatmaktadır. Adavet (düşmanlık) ve günahta yardımlaşmanın, getirdiği acı son ve felaketlerle neticelenen birçok örneğine şahitlik etmişiz/edilmiştir... Onun için, Yüce Rabbimiz bize, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayı yasaklamakla; biz aciz kullarına bir kez daha merhamet etmiştir aslında!... Gönül kırmak, insanların arasını bozmak, lâf gezdirip insanları birbirine düşürmek ne kadar kolaysa; bunların tamir edilmesi ve insanlara eski güveni vermekte o kadar zordur. Bundan dolayı, yıkmak kolay yapmak zordur denilmiştir. Mesela yaşadığımız bölgede, örf adet ve akrabalık hukuku (!) adı altında; birçok insanın günah ve düşmanlıkta birleşip yardımlaştıklarını görmekteyiz. iki kişinin kavga etmesi neticesinde, tarafların; kavganın sebep ve sonucunu araştırmadan silah ve sopalarla bir-birlerine girmeleri sonucunda birçok kere onlarca insanın ya ölümüyle ya da yaralanıp sakat kalmasıyla sonuçlandığına hepimizin malumu!... Hal böyle olunca, İslam’ın yasaklamış olduğu bu gibi olayların büyüdüğü; dahası kan davasına dönüşüp birçok ailenin maddi ve manevî olarak çöktüğüne sebep olmaktadır. Fertler ve toplumlar, İlahî emirlere göre yaşamadıkları için; çok büyük bedeller ödemiş ve yıllarca kapanmayan yaraların oluşmasının zeminini oluşturmuşturlar. İslam, kâinatın yegâne sahibi olan Allah’ın, değişmez/değiştirilemez kanunu ve ev amiri cembiyesidir. Yâni, İslâmî yasalar bir bütündür ve parçalanmayı kabul etmez. kişinin hem laik hem Müslüman, hem Demokrat hem Müslüman, hem sosyalist Komünist, kapitalist, Liberalist vs. hem de Müslüman olmasının şeriattaki yeri ve kıymeti harbiyesi yoktur!... Üç günlük dünya hayatı uğruna, batıl ideolojileri gaye edinip ve bunu bir üstünlük meziyeti (!) haline getirmekle; iyilik ve takvanın dışına çıkıldığının bilinmesi lazımdır. Çünkü, Aziz ve Celil olan Allah, her insanda bir kalp yaratmış ve o kalbin sadece Allah’ın tekbir ilah olduğunu tasdik etmesi, Allah ile kul arasına girecek/girebilecek ve engel teşkil edecek herhangi bir sevginin girmesini yasaklamıştır. Aksi halde, Allah muhafaza Şirk tehlikesiyle karşı karşıya kalır insan!... Evet, yukarıda vermiş olduğumuz Maide ikinci ayet-i kelimesinde geçen yani iyilik/ihsan, yaratılış fıtratı üzere davranmak; dünyanın ve insanlığın inşasında büyük ölçüde etkisinin olduğunu/olacağını bütün dünyanın bilmesi lazımdır. Ayette kesre ile okunduğunda iyilik/ihsan, fethe ile okunduğunda toprak, ötre ile okunduğunda ise tohum manasına geldiği bir incelik söz konusudur. Yâni, iyilik + toprak + tohum= Ahlakı hassene üzere inşa olunmuş bir cemiyetin varlığına kavuşturacaktır bizi. Evet, merhum bilge siyasetçi Necmeddin Erbakan hocaya bir yol bul, ya bir yol tut ya da bir yol aç diye; ammenin yararına yapılması gereken iyilik yollarının formülünü izah etmek istiyordu. Öyleyse Müslümanlar olarak, fertten topluma bize düşen; takva toprağına ihsan tohumunu ekip, dünyayı yaşanılır bir yer haline getirmeye çalışmaktır. Bu bir yönüyle de, nizam-i âleminin yeniden inşa ve tesisi demektir. İmanlı ve şuurlu nesillerin yetişmesi, iyilik tohumunu takva toprağına etmemize bağlıdır. Yâni, mecazın izahında; aile müessesesinin temellerini atarken, İslâmî ilke ve kıstasları dikkate alarak atmalıyız. Yoksa mahremiyet sınırlarını tanımadan, düğün salonlarında şarkılı türkülü, sazlı cazlı kadın erkek karışık ve daha İslâmî nikahları kıyılmadıkları halde, gelin damat adaylarının el ele tutuşup dans etmeleri ve haram helal hudutlarını hiçe sayıp temelleri atılan ailelerin fertlerinden; ya terörist, ya hırsız ya da eroinman çıkar... Evet, bahsi iyilik üzerinden açmışken konu biraz mecrasından uzaklarıysa da; aslında derin düşünüldüğünde her şeyin, yani iyilik ve kötülük tohumlarının temeli, evliliğin yapıldığı zaman atıldığını göreceğiz. Öyleyse, "BÜRR" Ü "BERRE" Ekelim ki, "BİRRİ" in güzelliğine erişelim. Kalın sağlıcakla efendim…
İYİLİĞE DOĞRU ADIM ATMAK
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.