Reklam Alanı

İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLER!

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Tarihin şehadetiyle sabittir ki, insanın yaşamış olduğu her çağ ve devirlerde; toplumların kahır ekseriyetinin yıkılış ve yok oluş sebepleri, açlıktan veya yoksulluktan değil; bilakis hayâsızlıktan, münkerat işlemekten, yoldan çıkmaktan, haktan sapmaktan ve ilahi sınırları ihlal etmekten dolayı olmuştur… İnsanoğlu zafiyetinin gereği olsa gerek, kendini motive etmek ve içinde bulunduğu sıkıntıları bertaraf etmek adına; çoğu zamanmeşru olmayan değişik yöntemlere,farklı yollara, nefsin istek ve arzularına hoş gelen şeylerin dürtülerine hep başvurmuş, başvurmaya da devam etmektedir. İnsanlardan bir kısmı, kimi zaman bir kabirve mezarlardan medet ummuş, kimi zaman kendi elleriyle yaptığı bir putun önünde eğilmiş, kimi zaman hayatta olan bazı şahısları putlaştırıp her şeyi ondan beklemekle yoldan çıkıvermişlerdir. İslam’ın emir ve nehiylerine ve onun Aziz Peygamberinin (s.a.v) öğretileri doğrultusunda,yaşamlarına düzen ve şekil vermeyen toplumların; şeytan ve avenelerinin birer zebunu olmaktan yakalarını hiçbir zaman kurtaramadıkları ise hakikat. Öyle ki, bazı toplumlar ve kavimler, yaratılış gerçeğini ve dünyadaki asıl vazifelerini unutmuş; emrolunmadıkları şeylerin ardına düşmekle adeta kendi iplerini kendi elleriyle çekmişlerdir. Hz. Muhammed (s.a.v)’in Risâlet’inden önceki çağların tarihine bakıldığında, her bir Peygamberin kavminin, zahirde; farklı ama temelde şirk ve günahta birleşmiş olan isyanlardan dolayı helak olup yok oldukları görülecektir. Âdem (a.s) babamızdan bu güne hep böyle devam edegelmiş, yarınların insanını nasıl bir dünyanın beklediğinin kestirebilmek zor olmakla birlikte; çok karmaşık ve muamma bir durumla karşı karşıyayız… Bunlara mukabil olarak da, her çağ ve devirlerde; tüm isyan cereyanlarına, fısk ve tuğyanlara karşın; “Allah’ın ipine sımsıkı sarılıp, canları pahasına taviz vermeyen hak erleri de daima var olmuşlardır. Lakin, öyle anlar da gelmiş ki; Musa (a.s) dahi“endişe ve korkusunu gizleyememiş ve: “İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi hela eder misin Allah’ım?” (A’raf/155) diye içinde bulunulan çetin yaşam şartlarının zorluğundan, Rabbe iltica edilmiş ve sıkıntılı hal ve durum O’ (c.c) na arz edilmiştir! Evet, içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak etme Allah’ım! Hakkı inkâr edenlerin, zina ve fuhşun ardına düşenlerin, faiz ve kumardan vazgeçmeyenlerin ısrar ve inatlarından ötürü; fitne ve fesat tohumlarını ekip, insanlarını huzurunu bozanların işledikleri çirkin işlerinden dolayı;modern putperest ve onların tilmizlerinin tahrif ve tahripkâr oyunları yüzünden bizi helak etme Allah’ım! Masumları öldürmekten zevk alan merhametsizlerin, güçsüz ve mazlumların evlerini ve barklarını başlarına yıkan zalimlerin, hak tanımazların, şeytanın yoluna adam kazandırmak için var güçleriyle çalışanların; senin emirlerini hiçe sayıp heva ve heveslerinin isteklerini kanun haline getirip insanlara dayatan ceberutların işledikleri yüzünden bizi helak etme Allah’ım! Yukardaki ayeti kerime her ne kadar, İsrailoğullarının o gün içinde bulunduğu tutarsızlık hallerinden bize haber vermekte ise de; aslında ilahi evrensel mesaj, her çağın ve zamanın insanına hitap etmektedir… “Musa, tayin ettiğimiz müddet için kavminden yetmiş kişi seçti, onları titreme alınca, <> (A’raf/155) İsrailoğullarının, Musa (a.s)’a; biz Allah’ı zahiren gözlerimizle görmedikçe sana iman etmeyeceğiz demeleriyle adeta bir pazarlığa soyunup ve A’raf 148’nci ayette; Musa (a.s.)’ın Tura gittiğinden sonra Samiri denilen sahtekâr düzenbazın, altınları eriterek bir buzağı yapması, ve İsrailoğullarına: işte sizin ilahınız budur diye onların buzağıya tapmalarını sağlaması ve Musa (a.s)’ın Tur’da dönüşünden sonra tayin edilen yetmiş kişilik heyeti titremenin alması hatırlatılmaktadır! İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allah’ım? İçimizde o kadar beyinsiz ve istikametsiz karaltılar çoğalmış ki; Ateist ’inden Deist ’tine; ırkçısından inatçısına; müzebzebin’ inden inkârcına; Moskova-cısından Amerikan’cısına kadar geniş bir yelpazede, bizi çepeçevre bir beyinsizler güruhu sarmış durumda! İşimizi doğru dürüst yapamadığımız, kullukta kusur ettiğimiz, İslam dinini anlaşılır bir şekilde dünyaya anlatamadığımız; kötülerle kalkıp oturduğumuz için bizi bize bırakıp helak etme Allah’ım! A’raf suresinde geçen, İsrailoğullarıyla ilgili olayın perde arkasını ve günümüze olan mesajını; 148’den 155’nci ayetine kadar olan süreci tefsirden okunduğunda, meselenin can alıcı noktası daha iyi anlaşılacaktır. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri şirretlikleri yüzünden bizi helak etme Allah’ım! Âmin. 20 Aralık 2018
İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLER!
Reklam Alanı

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.