Taşların bağlı olduğu toplumlarda, itler here yere saldırı düzenlerler. Bu gün, İslam coğrafyasında olduğu gibi... Zira bakıldığında, en büyük şeytan Amerika başta olmak üzere, itrail ve Avrupa ülkelerinin; keyfi olarak İslam’a ve Müslümanlara, fiili ve kavli saldırmalarının nedeni; İslâm âleminin Halifesiz olmasındandır. Şayet bu gün, tüm dünya Müslümanlarını tek bir çatı altında tutan bir halifeleri olsaydı, Avrupa veya Amerika’nın haddine mi düşmüştü ki, İslâm beldelerinde istediği gibi at koştursun. Ama dün olduğu gibi, bugün de nimete nankörlük eden biz Müslümanlar; düşmanlarımıza benzemeye çalışınca, Allah Teala'da iktidar nimetini bizden geri alıp, zalim ve zorbaları bize musallat etti adeta.
İman ettiğini iddia eden toplumların, Allah ve Resul’ünün emirlerine göre yaşamadıkları zamanlarda; sonları hep zilletle neticelenmiştir! Endülüs islâm devleti, Abbasiler, Eyyubi devleti, Selçuklular ve ne son Osmanlı Devleti’nin yıkılışının altında yatan sebep; Müslümanların cihadı bırakıp, seküler bir hayata kendilerini kaptırmasından ileri geldi...
Bu gün özlem duyulduğumuz asrı saadet bile, sonradan gelen nesillerin kıymet ve değer bilmeyişlerinden dolayı ellerinden/elimizden alındı. Mülkün sahibi olan Allah'ın, kimseye minnet borcu yoktur. Keşke biz kullar bu hakikati bilebilseydik... Müslümanlar modernleşme süreciyle birlikte, manevi birçok değerlerini kaybettiler. Müslüman olduğunu söylediler, ama Müslümanca yaşamadılar. Siyasette, hukukta, ticarete, sosyal hayatta, feraizde (mirasta), nafakada, ahlak ve anlayışta; Müslümanca yaşamadığımızdan dolayı, Allah başımıza bela üstüne bela gönderdi.
Bu gün Müslümanların düğünlerine, şenliklerine, sosyal hayatlarına bakın, utanç verici değil mi? Gencecik kızlara ve hanımlara bakın; daha çok kime/kimin kadın ve kızların benziyorlar? İstisnalar kaideyi bozmaz ama, genel olarak; şehirlerimizin mimari dokusundan tutun da yaşayış tarzımıza varıncaya kadar; her şeyimizle ecnebilere benzemeye çalıştık, hatta onları bile geride bıraktık.
Müslüman olduğunu söyleyen binlerce, hatta milyonlarca insanın; Şeriatı kabul etmiyorum dedikleri bir çağda yaşıyoruz. Bundan daha büyük bela ve felaket olur mu? Bu çağ bela ve musibetlerin çağıdır. Açıklık kültürü ve kültürel çıplaklığın ayyuka çıktığı bir çağdır. İslâm coğrafyasında bugün cereyan eden olay ve hadiselere bakıldığında; birçok şeyin altında yatan sebeplerin, biz Müslümanların; Müslümanca yaşamadığı gerçeği görülmektedir!
İnsanlık tarihi boyunca, zalimlerin zulmüne sessiz kalan toplumların, başı dertlerden kurtulmadığı gibi; zillet üzerine zillete dûçâr olmuşlardır. Zulmün egemenliğine rıza göstermenin, iş bitiricilik, siyaset, ne yapabilirim ki olduğu günden beri; tabir caizse, yerdeki taşlar bağlandı. Taşların bağlandığı bir dünyada, itler her tarafa saldırı ortamına sahip oldular! Bakınız yaşadığımız ülkede, özgürlük adı altında, Lezbiyenlik gibi kerih/lanetli bir fiilin yasal olmasını savunanlar vardır! Bu toplum nasıl bu hale geldi düşünen var mı? Allah'ın yapmayın diye buyurduğu ne kadar memn'u iş ve fiil varsa; bugün hepsi bu ülkede işlenmiyor mu? Hem de yasal olarak! Hangi birini yazsam ki? Zina, kumar, içki, İnkarcılık vs. Aslında tüm mesele, bu ayeti kerimenin bize anlattığı mesajda anlatılmaktadır:
"Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyenlere, haksızlık edenlere yakınlık, eğilim göstermeyin, onların fiillerine iştirak etmeyin, yardımcı olmayın, desteklemeyin ki, size ateş dokunmasın. Sizin Allah'ın dışında kulları durumundakilerden koruyucunuz, emirlerine itaat edeceğiniz otorite yoktur. Değilse Allah'ın yardımına nail olamazsınız. (Hud/113) Bu kadar nettir ilahi mesaj! Allah'tan başka dost/veli edinenler, güçlerini, heybetlerini, iktidarlarını, hatta şahsiyetlerini dahi kaybederler... O zaman, ne yapılmalı sorusuna verilecek kısa cevap şudur: "İnsanca yaşamanın adresi, Allah ve Resul’üne iman ettikten sonra; İlahi nizamın hakimiyetine sığınmak ve bu uğurda ölünceye kadar mücadele etmektir... Sefer kuldan, zafer Allah’tandır!
Kalın sağlıcakla.
0 Yorum