Reklam Alanı

FETRETTEN SONRA

Reklam Alanı
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı
Yarım asra yakın bir zaman diliminde, tüm zorluk ve baskılara rağmen; koca bir devletin ayakta kalması için, gece gündüz çalışmıştı. Vatan toprağına, ezanına ve sancağına; namahrem eli değmesin diye!... Avrupa keferesi ise, bizde hürriyet, sizde istibdat var yalanını içerdeki beyinsizlere kabul ettirmek için; durmadan planlar yapıyordu… Yapıyordu ki, kök salmış olan ağaç; devrilsin, dalları kırılsın, enkaza dönsün… Neydi gayeleri ve maksatları? Üç kıtada fiili söz sahibi ve dünya Müslümanlarının son umudu olan; bir cihan devletini parçalamaktan başka ne olabilirdi ki?. Yeni yetişen maceraperest gençlik Hakanlarını anlayamıyor, batının yalandan yüzler okşayan şehvet rüzgârlarına kaptırıyorlardı benliklerini… Çünkü memlekette hürriyet yok, istibdat vardı (!) Çünkü düşman biliyorduk ki, bu kadim coğrafyaya yeni bir fetret yaşatmaları demek; parçalanmış bir ümmet ve asırlarca sürecek savaşlar, dışa bağımlı uydu kukla, sözü geçmez akçe misali devletçikler, lidercikler demekti… Öyle olmalıydı, öyle yapmaları lazımdı. Çünkü Afrika’dan Asya’ya; Asya’dan Avrupa içlerine varıncaya kadar, sözü ve hükmü geçer koca bir çınar gibi kökü mazide, dalları atiye sevdalı bir Ümmet vardı… Sırtını o koca çınara dayayan ve onu koruyan milyonlarca serdengeçtiler… Fetret olmalıydı, diyorlardı… Dağılmalıydı serdengeçtiler, yıkılmalıydı koca çınar ve aile başsız bırakılmalıydı… Böyle düşünüyor, böyle hareket ediyordu elin gâvuru… Hem de içerden satın aldıkları, ciğerleri beş para etmez gayesiz, davasız ve satılık kişiler vasıtasıyla… Duyun-i umumiye diyorlardı, baskı diyorlardı, istibdat ve tahakküm diyorlardı; yalan yanlış haberleri gazete manşetlerine taşıyor milyonlarca kilometre kare bir coğrafyaya yayılmış güzelim memlekette, savaş çığırtkanlığını yapıyorlardı. Bir koro oluşturmuşlardı ve bu koroya, içerdeki akıl fukarası olan bir kısım paşa ve yetkili de eşlik edip onlarla aynı ağızdan, aynı nakaratları tekrarlayıp duruyorlardı zavallılar. Ümmetin uzak diyarlardan, devlet için gönderdikleri para ve altınları çalan içerdeki hırsızlar; o paralarla banka kuruyor, meşru halifeye ve hilafet makamına karşı, akademili gençlerden, kendini bilmez bir kısım provokatörü güruhunu ayaklandırmak için satın alıyorlardı… Kurduğu binlerce mektebe rağmen, güya memlekette eğitim kurumlarının olmadığı havası oluşturulmaya çalışılıyor ve gençlik; sokaklara çağırılıyordu. Nedeni neydi peki? Tek kelimeyle: “Ümmeti parçalamak” Başka da gayeleri yoktu adamların… İttihatçılar, Jön Türkler, Selanik ordusu vs.; hepsi aslında tek gayenin peşinden koşan ve göbekleriyle aynı yere bağlı olan zavallılardı… Halife-i Müslim’ini halledip sınır dışı etmek; ve koca bir İslam coğrafyasını hem talan etmek hem de başsız bırakmaktı gayeleri… Önlerini dahi göremeyecek kadar basiretleri bağlanmış olan karanlık aydınlar göre, güya insanlar Avrupa-i tarzlara göre yaşasalarmış; medeni ve hür olacaklarmış idi! Ne tufandı o, ne kasırgaydı, ne zelzeleydi ki; düşmanın onca fitne ve tuzaklarını göremiyorlardı da; devletin düzen ve disiplin Siyasetine; baskı ve istibdat diyebiliyorlardı… Ne olduysa fetretten sonra oldu, ümmetin başına ne geldiyse de fetretten sonra geldi. Ah o fetreti arzulayan gözleri dünmüş, basiretleri bağlanmış olan nesil yok mu?… Ve olanlar olmuş, koca çınar devrilmiş; dallarının her biri bir yere serpilmiş ve enkazının altında milyonlar can vermişti… İstenen olmuş Ümmet coğrafyası, müstevliler tarafından işgal ve gadre uğramış, dünyada sözü geçen ecdadın çocukları; ecnebilerin sözünü dinleyip itaat etmeye mahkûm hale gelmişlerdi. Gün batmış, karanlık çökmüş ve ay karalar bağlamıştı; çünkü fetretten dolayı, açılmış yaraların yıllarca, belki asırlarca süreceği ve iyileşemeyeceği sürece girilmişti… Evet, fetretten sonra; Ümmet dağıldı, ağladı hala da dağınık ve yas halinde!... Kalın Selametle. 11 Mart 2019.
FETRETTEN SONRA
Reklam Alanı

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.