Dünya bir okul/mektep, insan ise öğrenci. Ama dünya denilen yerde iki türlü okul/mektep, vardır. Birincisi, Allah'ın insan fıtratına uyumlu olan İslâm mektebidir ki, bu mektebin müfredatı vahiy kaynaklıdır. Yani, bu mektebin müfredatı,müktesebatı, kuralları, ilkeleri, talim ve terbiye usulü Kur'an ve Sünnete göre şekillenir. Şekillenmek zorundadır çünkü. Diğeri ise; insanın fıtratına uyumsuz, insanı, insan futratına yabancılaştıran mekteptir. Bu mektebin müfredatı, beşer kaynaklı olduğu için, öğrencileri öz kimliğinden uzaklaştırıp heva ve hevesinin peşinden koşturmakla; onu metafizik inancından yoksun bırakır. (İstisnalar hariç)
İslam mektebi ise; insanı inşa ve ikmal edip, onu yaratanına kul, insanlığa faydalı bir insan haline getirir. Yetmedi onu ahlaki ilkeler ve erdemlik sıfatlarıyla donatır. İslâm mektebi, aynı zamanda edeb, haya, tezkiye, vakar, istikamet ve şecaat mektebidir. Bu mektebin asıl sahibi, Malik-ül Mülk olan Allah'tır. Baş öğretmeni ise, seyyid-ül mevcudat Hz. Muhammed (s.a.v)'dir.
İslâm mektebi; ilim, irfan, bilim ve payşaşmanın öğretildiği bir mekteptir. Zira, bu mektebe talebe olupta kendini tezkiye etmeden toplumun ıslahına soyunmaya kalkışanlar; zahiri manada bazı şeyleri başardıklarını varsaysalar da, aslında kayda değer bir şeyi başaramamışlar. Çünkü, eteği tutmuş olan itfaiyecinin, yangın söndüremeyeceği sözü meşhurdur.
Onun için islam mektebinde okuyanın, ıslah ve kemalat sınavını başarılı bir şekilde geçme olasılığı daha yüksektir... Günümüzde, sosyal ve siyasal hayatta, idareciliğe talip olanların; neden başarısız ve insanlardan kopuk olduklarının temel nedeni, onların Allah'ın dinini tatbik etmedikleri ve nefislerini ıslah edemediklerinden kaynaklanmaktadır. Doğrudur, hasta olan doktor, başka bir hastayı ne kadar tedavi edebilir ki?
İslam mektebi; yüz yirmi dört bin peygamberin, muallimlik yaptıkları, ve insanları tağuta kulluk yapmaktan kurtarıp, Allah'a kul etmek için, mesai tükettikleri kutlu ve mukaddes nübüvvet mektebidir. İşte, İslam Mektebi'nin müfredatını ve yol haritasını Rabbimiz bize şöyle tanıtıyor:
Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim'in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur'an'da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır! (Hac/78)
İslam mektebinin, talebelerinden istediği şartlar:
1- Allah yolunda cihad etmek,
2- Allah (c.c) iman edenleri seçkin kılmış ve dinde üzerlerine hiçbir güçlük yüklemediğine inanmak,
3- İbrahim (a.s)'in Hanif, saf, duru islam dinine uymak,
4- Allah (c.c) Adem babamızdan bu güne iman edenleri Müslüman olarak isimlendirip İnsanlara örnek kılmış ki, bizde insanlara örnek ve şahit olalım.
5- Namaz ve Zekât'ın verilmesi emredilirken, Allah'tan başkasına güvenilmemesi ve yardım dilenmemesi istenmektedir.
O zaman, İslâm Mektebi'ne kendini nisbet eden her müslümanın; yukarıda verilmiş olan ayetteki beş maddeye göre kendi kendini yetiştirip teslimiyet göstermesi, onun azad kabul görmez görevidir...
İslâm mektebinde, sınıfta kalmamamız temennisiyle…
